KESK’e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu, yüz yüze eğitime geçmeye hazırlanan Türkiye’deki eğitim durumu hakkında diyekonustu.comGenel Yayın Yönetmeni ve Gazete Gerçek Haber Müdürü Tolga BİRGÜCÜ'ye açıklamalarda bulundu.
Bilim Kurulu’nun tavsiye kararlarıyla, okulda kalış sürelerinin kısaltılacağını, köy okullarının ilkokul ve ortaokul olmak üzere açılacağını, 500 bin öğrenciye tablet dağıtılacağını, uzaktan eğitim sürecinin yine yüz yüze eğitimle eş zamanlı olarak devam edeceğini, gerekirse Cumartesi gününe de yüz yüze eğitim konulabileceğini söyledi.
Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu, “Eğitim-Sen olarak, pandemi sürecinin en başından beri yüz yüze eğitimin koşullarının titizlikle başlatılması yönünde fikirlerimizi savunduk. Eğitim paydaşlarının haklarından mahrum edilmemesi, herkesin ulaşabileceği eşit ve bilimsel ancak diğer yandan sağlık hakkıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyledik. Sorlu bir süreç geçiriyoruz, bu sürecin sağlıklı atlamamız için eşitlikçi olmamız gerekiyor. 12 Ekim’de öğrencilerimizle buluşacağız. Bu bizi oldukça sevindiriyor ve heyecanlandırıyor ancak uzaktan eğitimde eşit olmayan koşullar yüzünden bir çok öğrencimizin mağdur olduğunu gördük. Engelli çocuklarımızın da eğitimden mahrum kaldıklarını gördük. Pandemi sürecinde, ülkemizde var olan eğitim eşitsizliği herkesin gözü önüne döküldü. Bu defa eğitim eşitsizliğini, herkes gözleriyle gördü. Ayrıca, pandemi verileriyle ilgili tartışmalar ve rakamların gereği yansıtmadığına dair çelişkiler varken, yüzyüze eğitime geçilmesi ‘Okullar, ortaya çıkan eğitim eşitsizliği için mi açılıyor?’ şeklindeki soruları aklımıza getiriyor” diye konuştu.
Çocuklarımızın ve eğitim emekçilerinin sağlık güvenliği nasıl sağlanacak? Rutin Kovid-19 testleri yapılacak mı? Çocuklarımızın okullara ulaşımında görev yapacak servis görevlileriyle ilgili önlemler alınacak mı? Anne-babalar, çocukları evlere döndüğünde okuldan bulaş riskiyle karşı karşıya kalacaklar mı? Sadece HES kodu, ateş ölme ve maske takarak pandemi tehlikesi önlenebilecek mi?” diye soran Başkan Topaloğlu, “Burada tüm sorumluluk ‘zorunlu değil’ diyerek, bir yandan veliye de bırakılmış durumda. Vatandaşlarının sağlık ve güvenliğini sağlamak, devletin en öncelikli unsurudur. Tüm vatandaşlar arasındaki eşitliği sağlamak devletin asli görevidir. Kısacası bu inisiyatif ibraresi düşündürücü bir ibaredir” şeklinde konuştu.
Başkan Topaloğlu, “Bakanlık salgının tüm yükünü eğitim camiasının ve öğrencilerin üzerine atmıştır. Hem uzaktan eğitim, hem de yüzyüze eğitim gerçekeleşecek. Öncesinde öğretmenlerimizin mesai tanımları vardı ancak bu artık yerle yeksan oldu. Tanımlanan ders saatleri, uzaktan eğitim, ders tanımlamaları, aile bütünlüğü, özel hayat ve dinlenmeye ayrılacak zamanla ilgili eğitimcileri de bunaltıyor. 8 ve 12’inci sınıflar öğrencime başlayacak ancak bu çocuklarımızın eşit eğitim aldıklarını düşünmüyoruz. Eşitmiş gibi yerleştirme sınavlarına girecekler. İnterneti olmayan, eğitime erişme aracı olamayan öğrenci ile eğitime ulaşımda aracı olan öğrenci ile aynı sınava girecek. Bu ciddi anlamda eşitsizlik yaratıyor” ifadelerini kullandı.
“Öğretmenlerimiz, uzaktan eğitim araçlarının yetersizliği yüzünden ek dersini dolduramıyor” diyen Başan Topaloğlu, şöyle devam etti: “At yapısı güçlendirilmemiş eğitim platformlarından eğitim yapmak başlı başına sıkıntıdır. Öğrencilerinin eğitime ulaşması için her şeyi göze almış öğretmenlerimiz, ‘hiçbir şey yapmadan ücret talep ediyorum’ gibi lanse edildi. Öğretmenlik vicdan mesleğidir, hakkı ödenebilecek meslek değildir. Eğitim emekçilerimizin kazanılmış hakların ciddi bir erozyona uğradığını, sürekli olarak genelgelerle tırpanlama haline gidildiğini görüyoruz. Bundan rahatsız oluyoruz. Bu konuyla ilgili Eğitim-Sen Genel Merkezi olarak yargıya da başvurduk. Eğitim emekçilerinin haklarının görmezden gelinmesine karşıyız.”