Sanat tarihçisi Prof. James Hall, bu devasa ağaçlara olan Van Gogh hayranlığını açıklamak için yeni bir teori öne sürüyor: Eyfel Kulesi. James Hall, tablodaki “yıldızların, gökyüzünün ve bulutların pirotekniksel müziği”nin Paris anıtının etkileyici açılışını anımsattığını savunuyor.
Hall, ressamın bu seriye Haziran 1889’da, Paris anıtının Uluslararası Sergi’nin yıldız cazibesi olarak tanıtılmasından kısa bir süre sonra başladığını savunuyor. Serginin açılışı, geç saatlerde yapılan etkileyici bir havai fişek gösterisi, elektrikli ışıklar ve patlamalarla kutlanmıştı. Hall, bunların Van Gogh’un tablosundaki “yıldızların, gökyüzünün ve bulutların pirotekniksel müziği”nde tekrarlandığını belirtiyor.
Hall, şunları söyledi:
“Van Gogh için selvi ağacı, serginin merkezi olan Eyfel Kulesi’nin doğal bir alternatifidir. Yıldızlı Gece, serginin açılışındaki ışık gösterisinin kırsal ve kozmik bir karşılığıdır.”
VAN GOGH KARDEŞİ THEO’YA YAZMIŞTI!
Haziran 1889’da Van Gogh, kardeşi Theo’ya yazdığı bir mektupta şunları söylemişti:
“Selvi ağaçları hâlâ beni meşgul ediyor; onları, ayçiçeği tuvallerindeki gibi bir şey yapmak istiyorum çünkü hiç kimsenin onları benim gördüğüm gibi yapmamasına şaşırıyorum. Çizgileri ve oranları açısından, bir Mısır obeliski gibi güzel.”
Hall, şunları ekledi:
“Kule, Fransız teknolojik üstünlüğünün sembolü olarak abartılı bir şekilde pazarlanıyordu ve piramitlerden bile daha etkileyici olduğu iddia ediliyordu. Van Gogh, antik Mısır’ı idealize ediyordu ve selvi ağacının, bir obelisk kadar güzel ve orantılı olduğunu düşünüyordu.”
Geçmişte The Artist’s Studio: A Cultural History kitabını yazan Hall, Southampton Üniversitesi’nde araştırma profesörüdür. Araştırması, akademik Burlington Magazine’in Nisan sayısında yayımlandı.
Hall, 1886’da Van Gogh’un Paris’e geldiği sırada, anıt inşaatı için bir yarışma düzenlendiğini ve Gustave Eiffel’in açık kafesli dökme demir mühendislik harikasının bu yarışmayı kazandığını belirtiyor. Kule, planlama ve hazırlık sürecinde sürekli gündemdeydi.
1887’de bir Paris gazetesi, önde gelen sanatçı ve yazarların imzaladığı, kuleyi “baş döndürücü derecede gülünç bir kule” olarak nitelendiren bir mektup yayımlamıştı. Van Gogh, Şubat 1888’de Paris’ten ayrıldığında, kule şehrin siluetinin üzerine yükselerek ilk platformuna ulaşmıştı.
1888 tarihli resmi bir rehber, piramitlerin köleler tarafından tiranlar için inşa edildiğini, bu anıtın ise “saf bilim, yüce sanat ve emeğin özgürlüğünün bir ifadesi” olduğunu ilan ediyordu. Le Monde Illustré gibi gazeteler ve dergiler, Saint-Rémy’de Van Gogh’un okuduğu yayınlar arasında, açılışa dair “hayranlık uyandıran” resimli haberler yayımlamıştı.
Hall, şu yorumda bulunuyor:
“Van Gogh’un Yıldızlı Gece tablosu, Eiffel’in Mısır’ı aşmayı amaçlayan, bombastik, titreyen metal canavarına doğanın ve tarihin yanıtıdır… Obelisksel selvi, Saint-Rémy ve onun kilise kulesine, 300 metre uzunluğundaki Eyfel Kulesi’nin Paris’e hâkim olduğu şekilde hâkimdir.”
“Selvi ağacı, tablonun ilk boyanan kısmıdır. Tabanı, şekli daha piramidal ve kuleye daha yakın hale getiren daha küçük bir ağaçla güçlendirilmiştir. Buğday Tarlası ve Selviler tablosunda da benzer bir şey olur; büyük ve küçük bir selvi arasında bir boşluk bırakılmıştır ve ikisi de kule ayakları gibi birbirine eğilmiş görünür.”
diyekonustu.com