Ülkede bir şey değişmiyor; sadece isimler, kurumlar ve tarihler değişiyor.
Geriye kalan ise aynı hikâye: Torpil.
Son perde Samsun’da açılacak gibi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi‘nin (OMÜ) açtığı Araştırma Görevlisi ilanı, eğitim camiasında yeniden bir sarsıntı yarattı.
Nedeni ise tanıdık: “Rektör torpili” iddiası…
İddiaya göre, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, kızının OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak alınması için perde arkasında temaslarda bulundu.
Yani babalar ve kızları, akademinin koridorlarında da mesai yapıyor.
***
Bakın, torpil yeni değil.
Bu memlekette torpil, artık yalnızca bir kelime değil; bir kültür, bir sistem, hatta bir kariyer planı haline geldi.
Ne kadar liyakatten, eşitlikten söz etsek de, işler her zaman sınavla bitmiyor.
Asıl sınav, o sınavdan sonra başlıyor: Kimin arkası daha sağlam?
OMÜ rahatsız, akademisyenler huzursuz.
Çünkü bir kişi alınacak, 10’un üzerinde başvuru var ve bu bir kişi “önceden belli” algısı yaratıyor.
Elbette iddialar henüz resmi olarak doğrulanmış değil.
Fakat bu ülkede artık ‘iddia’ kelimesi bile yeterince gürültü çıkarıyor.
Çünkü güven erozyonu çoktan başlamış durumda.
Şimdi soru şu:
Eğer bu iddialar doğruysa, buna kim ‘dur’ diyecek?
Akademik hayatın en temel taşı olan eşitlik ilkesi, bir rektörün aile bağları karşısında eğilecek mi?
Ve daha da önemlisi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bu konudan haberdar mı?
Ya da haberdar olmak istiyor mu?
***
Bugün ön değerlendirme sonuçları açıklanacak.
Rektör Bey’in kızının listede yer alması, akademideki suların daha da bulanmasına neden olacak.
25 Nisan’daki sınav ve 2 Mayıs’taki kesin sonuçlar, sadece bir işe alımı değil, kamuoyunun adalet algısını da şekillendirecek.
Yarın bir gün, o üniversitenin amfilerinde ders anlatacak bir akademisyenin oraya nasıl geldiğini bilmek, sadece bir etik mesele değildir.
Bu, gençlerin ve bilimin geleceğini ilgilendiren bir meseledir.
Eğer torpil, bu kadar görünür hale geldiyse, sistem artık çürümeye başlamış demektir.
Ve unutmayalım, çürüyen bir sistemde hiçbir başarı kalıcı, hiçbir liyakat gerçek değildir.
Sevgi ve saygıyla…