Tolga Birgücü - Çarşamba Çevre ve Çiftçiler Derneği (ÇARÇED) Dönem Sözcüsü Murat Şenel, 8 yıldır çalıştırılmayan makineleri paslanan ve atıl duruma bulunan Çarşamba Şeker Fabrikası’nı hammadde konusunda besleyecek olan Vezirköprü ve Havza ovalarında sulama suyu temin problemi yaşandığını söyledi. Ladik ovasına su getirecek olan ve inşa çalışmaları süren Derinöz Barajı ve Sulaması projesinde düzenlemeye gidilmesi gerektiğini belirten Şenel, önümüzdeki dönemde ciddi sorunların gündeme geleceğini belirtti ve Türk çiftçisini büyük tehlikeler beklediğini savundu.
‘OVALARIN SULAMA SUYUNDA SORUN VAR’
Vezirköprü ve Havza ovalarında sulama suyunda temin sorunu yaşandığını kaydeden Murat Şenel, “Vezirköprü ve Havza ovalarında sulama suyunda temin güçlüğü bulunmaktadır. Uzun yıllardır sürüncemede olan İbi ve Havza Ovaları Sulama projesi su kaynağı olan Ladik gölünün küresel iklim değişikliğinden kaynaklı su potansiyelinde karşılaşılan olumsuz değişiklikler nedeniyle henüz gerçekleştirilememektedir” diye konuştu.
‘SULAMA PROJESİ REVİZE EDİLMELİDİR’
Murat Şenel, "Keza Ladik ovasına su getirecek olan Derinöz Barajı ve Sulaması projesinde inşaata devam edilmekte olup planlama raporunda önerilen şartlar değişmiş olup Suluova belediyesine içmesuyu tahsis edilmiştir. Bu proje kapsamında yapılacak ilave şeker pancarı ekimi su tüketiminin artması anlamına geleceğinden projelerin tamamının yeniden bitki su ihtiyaçları göz önüne alınarak revize edilmesi gerekecektir. Gerek Vezirköprü ovası sulamasında gerek Ladik Derinöz sulamasında bitki deseninde bu saatte yapılacak değişiklikler projenin işletmeye açılan kısımlarında da boru çaplarının yetersizliği, işletme basınçlarının yetersizliği gibi durumları da gündeme getirecektir” şeklinde konuştu.
‘ÇİFTÇİ MAKİNE ALIMINDA ENGEL YAŞAYACAK’
Şenel, “Uzun yıllardır ovada sulama geldikten sonra iki ürün almanın avantajlarını gören çiftçilerin özellikle bu ovalarda tek ürün için yaklaşık bir yıl çalışmaları yanı sıra tohum ekme ve sökme gibi ilave makine alımlarına da para ayıracak oluşları üretimin önündeki bir diğer engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu teknik sorunlar giderildiği takdirde köylerde yaşayan nüfusun orta yaş ve üzeri olduğu malumundan hareketle daha fazla iş gücü gerektirecek (yağmurlama sulaması vb nedenlerden) şeker pancarı ziraatının genç iş gücü sorununun nasıl çözüleceği de detaylandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘KOTA KISITLAMASI ÇİFTÇİYİ BURACAK’
“Buraya kadar tüm anlatılanlara siyasiler ve Türk Şeker yetkilileri muhakkak çeşitli cevaplar ve stratejiler planlamışlardır” diyen Murat Şenel, şöyle devam etti: “Biraz daha genele bakacak olursak en büyük tehlike yine Türk çiftçisini beklemektedir. Nişasta Bazlı Şeker olarak bilinen ve hammaddesi yoğunlukla mısır olan ürünün ülkemizdeki üreticisi olan 6 büyük firmanın toplam kapasitesi yıllık 900 bin tondur. Bu yıl alınan karar ile A kota üretimin yüzde 2,5 kadarı NBŞ’den karşılanacaktır. Yani yaklaşık 240 bin ton şeker üretme potansiyeline sahip olan bu firmalar kurulu güç ve maliyetlerini bu rakamlar üzerinden yapmışlardır. Dolayısıyla üreticilerle üretim anlaşmalarını ve sözleşmelerini de bu potansiyele göre yani yaklaşık 240 bin ton şeker üretimine göre yapmaktadır. Gelinen noktada yüzde 10 kotadan yüzde 2,5 kotaya düşüşe dikkat ederseniz herhangi bir firmadan yüksek ses çıkmamaktadır. Yani firmaların gelir-gider oranlarını kökten etkileyecek bu gelişme karşısında bir kısmı dünya çapında olan firmalardan tepki alınmamaktadır. Kota kısıtlamasının en çok etkileyeceği kesim ise bu firmalar ile yıllardır üretim anlaşması yapan çiftçilerimiz olacaktır.”
diyekonustu.com
Daha fazlası için linke tıkla: Samsun haber