Türkiye’de hava kirliliği problemi krize dönüştü. Samsun, Türkiye’de hava kirliliği en yüksek kentler arasında yer almaya devam ediyor. Partikül madde ve kükürt dioksit açısından hava kirliliğinde öne çıkan Samsun, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) 2019 raporunda da Partikül Madde 10 (PM10) kirletici değeri yüksek kentler arasında yer aldı.
Sitemiz Genel Yayın Yönetmeni ve Gazete Gerçek Haber Müdürü Tolga Birgücü, 2017 yılında ‘Samsun’da sakat doğumlar yaşanabilir’ başlığıyla gündeme getirdiği ÇMO’nun ‘Türkiye’nin 2017 Yılı Hava Kirliliği Raporu’na yer vermişti. Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, ülkenin 81’inden yalnızca 6’sının havasının temiz olduğunu kaydederek, aralarında Samsun’un da yer aldığı kentlerin valilik ve belediyelerine ‘Acil önlem’ çağrısı yapmıştı. Bozoğlu, "Partikül madde ve kükürt dioksit açısından sadece Artvin, Bitlis, Eskişehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale’nin havası standartlara uygun. En kirli illerimizin başında ise İstanbul, Ankara, Adana, Amasya ve Manisa geliyor. Türkiye`de hava kirliliği problemi krize dönüşmüş durumda. Valilik ve belediyeler acil önlem almalı" dedi.
Bozoğlu, “Türkiye'nin havası gittikçe kirleniyor. Hızla artan kirlilik insan yaşamını tehdit ediyor. Kirletici kaynakları kükürt dioksit (SO2), partikül madde (PM 10 ve PM 2,5), azot oksit, karbonmonoksit ve ozon olarak sıralayabiliriz. Özellikle partikül madde, solunum enfeksiyonu ve kansere neden oluyor. PM10 ve PM 2,5 kirleticilerin kent merkezlerinde geniş kitleleri etkileyerek erken bebek ölümleri, sakat doğumlar ve kitlesel ölümlere sebep olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
“Türkiye’de 81 ilden sadece 6`sının havası temiz” diyen Baran Bozoğlu, “Partikül madde ve kükürt dioksit açısından sadece Artvin, Bitlis, Eskişehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale`nin havası standartlara uygun. En kirli illerimizin başında ise İstanbul, Ankara, Adana, Amasya, Manisa, Bursa, Denizli, Niğde, Tekirdağ, Hatay, Yalova, Sivas, Kahramanmaraş, Kütahya, Sakarya, Kırklareli ve Samsun geliyor. Bu illerde Valilik ve belediyelerin acilen önlem alması gerek. Türkiye`de hava kirliliği problemi krize dönüşmüş durumdadır” ifadelerini kullandı.
Bozoğlu, "Dünya Sağlık Örgütü`nün belirlediği PM 10 değerinin günlük ortalama sınır değeri 50 mikrogram/metreküptür. Bunun 1 yıl boyunca sadece 35 gün aşılmasına izin verilmekte. Bundan fazla aşıldığı anda hava kirliliği vardır ve acilen kent yöneticilerinin önlem alınması gerekir" dedi. Bozoğlu, hava kirliliğinden korunmak için şu önerileri sıraladı: Özellikle hava kirliliğinin yaşandığı sabah ve akşam saatlerinde vatandaşlar olabildiğince dış ortamdan uzak durmalı. Bu saatlerde araçla yolculuk ediyorsanız camları açmayın ve dışarıdan hava girişini engelleyin. Araçlarınızın ve evlerinizdeki klima sisteminin filtrelerini mutlaka kontrol ettirin. Havanın kirli olduğu günlerde mutlaka Valilik ve belediyeler tarafından vatandaşlar mesaj veya sosyal medya aracılığıyla bilgilendirilmeli. Trafikten kaynaklı kirliliğin önüne geçebilmek için toplu taşıma ve raylı sistemler acilen arttırılmalı. Sanayi tesislerinde çevre denetimi çok önemli. Bu konuda personel sayısı çok az mutlaka arttırılmalı. Bunun içinde çevre mühendisi istihdam edilmeli. Hava kirliliği artığı anda bazı sanayi tesislerinin üretim kapasitesini düşürmesi gerekir” dedi.
Korkutucu ve çözüm önerisi dolu açıklamaların ardından ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu, Türkiye’nin 2019 Yılı Hava Kirliliği Raporu’nu açıkladı. Dr. Baran Bozoğlu, Samsun’un Partikül Madde 10 (PM10) kirletici değerleri yüksek iller arasında yer aldığını duyurdu. Genel Başkan Bozoğlu Türkiye’deki Iğdır, Şırnak, Adana, Zonguldak, Kütahya, Kahramanmaraş, Çorum, Muğla, Kocaeli, İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Bursa, Balıkesir, Denizli kentlerinde Partikül Madde değerlerinin yüksek olduğunu açıkladı.
ÇMO Genel Başkanı Bozoğlu, “248 istasyonda PM10 ölçümü yapılmaktadır. 31 istasyonda ölçüm yapılmamış ve 92 istasyonda güvenli veri alımı sağlanmamıştır. Kurulu istasyonların sadece yarısında (125 tane istasyonda) minimum veri alımı sağlanmıştır. Özetle, PM 10 ölçümü yaptığı belirtilen istasyonların yarısı yetersiz çalışmıştır. 24 saatlik ölçümlere bakıldığında, güvenli veri alımının olduğu istasyonların 102 tanesinde (yüzde 82) DSÖ, AB ve Ulusal limit değeri 35 defadan fazla aşılmıştır ve en çok aşım olan istasyonlar; Iğdır, Ankara Siteler, Ankara Sıhhiye, İzmir Bayraklı ve Bornova, Şırnak, Adana, Zonguldak, Kütahya, Kahramanmaraş, Bursa, Çorum-Mimar Sinan, Muğla, Kocaeli, İstanbul-Sultangazi, Mecidiyeköy, Alibeyköy ve Kağıthane‘dir. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Samsun, Bursa, Balıkesir, Denizli gibi büyükşehirlerimizin tamamında partikül madde 10 kirleticisinin yüksek olduğu görülmektedir. Hava kirliliğinin İstanbul ve İzmir‘de özellikle maddi koşulları düşük olan yerleşim alanlarında ve trafiğin yoğun olduğu bölgelerde arttığı görülmektedir. Isınma kaynaklı kömür ve atık yakımı ve ulaşımda fosil yakıt kullanan bireysel araç kullanımındaki artış kirliliğin ana kaynağıdır. 2018 ve 2019 yıllarındaki ölçümleri, istasyonlardaki güvenli veri alımlara göre karşılaştırırsak; 2018 yılında 84 tane istasyonda güvenli veri alımı sağlanamamış olup bu sayı 2019 yılında 92‘ye yükselmiştir” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Samsun’un özellikle Tekkeköy ilçesi, Türkiye’de hava kirliliği en yüksek ilçelerden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca Terme, Tekkeköy ve Çarşamba ilçelerinin olduğu bölgede sanayi yapılaşmasıyla dikkati çeken Samsun, bölge olarak da hava kirliliğiyle gündemden düşmüyor. Bu bağlamda Samsun’un doğusunda kalan söz konusu bölge kömür depoları, sanayi alanları, ev sahipliğini yaptığı Karadeniz sahil yolundaki araç trafiği ve diğer üretim alanlarından yayılan kirlilikle öne çıkıyor.
Son olarak ise bölgede yer alan Çarşamba Ovası’nda kurulması planlanan ve hakkında dört ayrı dava açılan biyokütle enerji santrali tartışmaları sürüyor. Türkiye’nin en verimli tarım alanlarına sahip Çarşamba Ovası’na kurulması planlanan santral ile çevre kirliliğinin artacağı kaydediliyor. Kentte gerek TMMOB’a bağlı odaların yöneticileri, gerek diğer çevre örgütleri bilimsel açıklamalarla santrale karşı tepki sürdürüyor.
Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi’ndeki 181 dönümlük tarımsal alana Oltan ve Köleoğlu Elektrik ve Enerji Üretimi T. A.Ş. (OKE) tarafından kurulacak biyokütle enerji santralinde; günde 630 ton ağaç, sap, kabuk vs yakılacağı, 38 ton kül çıkartılacağı, bin 500 metreküp yeraltı suyu tüketileceği, bu işlemler esnasında da kömür ile çalışan termik santrallerden yüzde 150 daha fazla azot oksit, yüzde 600 daha fazla uçucu organik bilesenler, yüzde 190 daha fazla partikül madde ve yüzde 125 daha fazla karbon monoksit yayılmasına neden olacağı biliniyor.
diyekonustu.com
Daha fazlası için linke tıkla: Samsun haber